Saat 10 u 9
geçiyor ve yüreğime açılan çok başka bir kapıdan giriyorsun sen. Bakıp
kalıyorum bir şey düşünemeden. Hep böyle olurum zaten. Aşırı duyguları
yaşayamam ben. Gösteremiyorum zaten sevgimi de içimin titremesini de sana.
Yüreğimde, sevginden fırtınalar koparken sadece gözümden yaş gelerek
bakabilirim sana.
Ve aklıma
düşüyor canım. Canımın canı geldi ama o yok. Geçmiyor dakikalar. O dakikalar
sanki zamanın en büyük parçası oluyor. Tam 63 dakika sonra geliyorsun sen. Sen
o kapıdan giriyorsun ya hayatımda daha da başka bir dönem başlıyor. İkimizin
birbirinden hayatta daha önemli olan küçücük ve savunmasız bir şeyi daha var
artık diyorum içimden. O kadar küçük ve savunmasız ki. İkinize birden bakıyorum
ve diyorum ki içimden;
Ben ölmek istemiyorum. Alper
büyümeden, yürümeden, okula gitmeden, aşık olmadan, mezun olmadan, evlenmeden,
çocuğu olmadan olmaz, hayır…
Lütfen Allah’ım, beni Alper’den alma… Hayat çok acımasız ve insanlar
çok kötü… Alper’i yalnız bırakamam.
Nasıl yapar? Biz öğretmeden yürümeyi kim
düştüğü zaman yerden kaldırır? Ya da çok sinirlendirse de yaramazlıktan tek
gülüşüyle sarsılan otoritemizi kurmaya kim çalışacak? Bir tek ben kızmam ne
yaparsa yapsın. Bir tek ben kıyamam mis kokuluma.
Ben ölmeyeyim Allah’ım ne olur… Çok
iyi bir insan olurum, söz veriyorum… Tüm dertleri çekerim, yeter ki bana izin
ver… Bunları yaşamam için bana izin ver…
Seni yürüdüğünde herkese inat korumaya çalışanlardan daha
çok koruyup düşmene izin vermeme, defalarca sorduğun soruları cevaplamama,
saatlerce beraber oyun oynamamıza, okula götürmeme, cebine annenlerden habersiz
harçlık koymama, hastalandığında sana belli etmeden telaşlanmama, düşmeyen
ateşine buzlu su yaparken mutfakta gizli gizli ağlamama, ödevlerine yardım
etmeme, istediği şeyleri alıp onu mutlu etmeme, çantan ağır
olduğunda kıyamayıp seni okula götürmeme izin ver…
Ben o büyümeden ölmesem olur mu
Allah’ım?
Büyüyüp genç yakışıklı bir erkek olduğunu göreyim. İlk aşkını
anlatırken heyecandan titreyen ellerini tutabileyim. Bir yüreği üzmemeyi
öğretebileyim sana. Kimse senin o masum yüreğini üzmesin diye de dua edeyim belli
etmeden. Ne istersen vereyim hayat yeter ki bana gelip evlenmek istediğin kızı
anlatırken gözlerini göreyim. Seni aşkından yaprak gibi titrerken görebileyim. Ben ütüleyeyim
damatlığını, giydireyim. Sadece bana izin ver 1 dakika. Sana şöyle biraz uzun
bakayım. Biliyorum geç kalıyor olacaksın, içinden üff diyeceksin. Deme canımın
canı n’olur. Bilemezsin o zamana kadar içimde daha da çığ gibi büyüyen sevgini.
Hayatımda en önemlim olduğumu bilemezsin.
Korkuyorum. Çok korkuyorum… Ölmekten
değil. Alper ya beni tanımazsa diye
korkuyorum… Ya bilmezse hiç sesimi… Her gece onun için dua eden bir kişi
eksilirse bu hayattan diye korkuyorum. Ya hayatımda bir gece bile sana masal
okuyamazsam? Onunla beraber yemek yapamazsam diye korkuyorum. Saçlarımın
rengini göremezse, ellerimi hissedemezse, kahkahamı duyamazsa, gözlerime
bakamazsa. Bir fotoğrafta sıkışıp kalmaktan öyle korkuyorum ki! Sadece sen
varsın diye ölmekten vazgeçeceğim biliyorum. Yoksa bin kere öleyim, bir kere
bile neden dersem yüreğim kurusun…
Bak şimdi
döndün uyurken, üstün açıldı… Ömrümü örteyim üstüne, sen üşüme.